Çeyrek Asırda Elimizden Alınanlar: Kaybolan Bir Ülke Hissi Üzerine

Çeyrek asırda AKP bizi nasıl soyuyor, oynat bakalım! Kazanımızı tek tek boşaltırken biz de alkış tutuyoruz.

2002’de “umut” diye yola çıkmıştık, ama bugün geldiğimiz noktada o umut yerini tam bir umutsuzluğa bıraktı. Her seçim zamanı “istikrar”, “büyüme”, “milli irade” gibi güzel laflar döndü durdu, ama gençlerin, kadınların, sanatçıların, bilim insanlarının hayatlarından tek tek neyi eksilttiğini kim sayıyor? Neymiş, “milli iradeymiş”... O irade acaba kimin?

Laik, Özgür ve Bilimsel Eğitim? Hahaha, Komik!

Eğitim sistemimiz bir zamanlar geleceği şekillendirirdi, şimdi ise itaatkâr robotlar yetiştirme makinesi oldu. Laiklik ve bilim diye bir şey kalmadı, dini referanslar her köşede. Üniversitelerde akademik özgürlük mi? O da ne? Rektörler seçimle değil, el yordamıyla atanıyor. Öğrenci kulüpleri mi? Hadi oradan! Tiyatro toplulukları mı? Polis otobüsleri kampüsün yeni dekoru.

Eğitimde Fırsat Eşitliği: Parası Olan Okusun, Kalan Efsane!

Devlet okulları dökülüyor, özel okullar ise lüks lokasyon gibi çoğaldı. KYK bursları? Azıcık para verip, kalanını borç olarak yığdılar. Mezun gençler, iş bulamadan devlete borçlu. Tebrikler!

İfade Özgürlüğü: Bir Tweet At, Hadi Mahkemeye!

Bir şarkı sözü, bir karikatür, bir tweet... Bunlar şimdi suç delili. Eleştiren hapis, espri yapan susturuluyor. Üniversite forumları kapalı, gençler sokağa çıkmaya korkuyor. Korku her yanda; sosyal medyadan dersliğe, hayatın her alanında.

Ekonomik Gelecek: Gençler Aile Yanında Kalıyor, Hadi Kolay Gelsin!

İşsiz, enflasyon yüksek, güvencesiz iş kol geziyor. Üniversite mezunu genç asgari ücretle bulursa şanslı. Ev kiralamak, tatil yapmak mi? Hayal kurma! Kendi hayatını kurmak için zaman başka bahara kalmış.

Beyin Göçü: Gitmek Çözüm, Kalmak Cesaret İster!

“Bu ülkede yaşanmaz” lafı artık sitem değil, hakikat. Yurt dışı hayali her gençte ortak. Kalmak mı? Kendini inkâr etmekten başka ne?

Adalet ve Liyakat: Torpilin Altın Çağı!

KPSS’den 90 alıp atanamayanlar, sınavsız memur olanlar... Liyakat yok, sadakat var. Gençler, adaletin olmayışından bıkmış, usanmış.

Kültür, Sanat ve Yaratıcılık: Sessizlik ve Yasaklar!

Rock festivali yasak, tiyatro salonu bulamıyor, sinema destek yok. LGBTİ+ filmleri sansürlü. Müziğin sesi kesildi, neşe ayıplandı. Eğlenmek bile suç sayıldı.

Kimlik Üzerinden Yaşam Tarzına Müdahale: Herkes Aynı Kalıba!

Kadınlar nasıl giyinecek diye baskı altında, LGBTİ+ görünmez kılınıyor, dindar olmayan dışlanıyor. Devlet hayatımıza el koymuş, yaşam tarzı seçmek ise lüks.

Dünyaya Açılma Hakkı: Pasaport Parası ve Vize Kâbusu!

Yurt dışı hayalleri paraya takıldı. Pasaport ücretleri cep yakıyor, vize almak kabus. Erasmus gibi programlar ise çoğunluk için hayal.

Eleştirel Düşünce ve Bilim: Sorgulamak Tehlikeli!

Evrim ders kitaplarından çıktı, felsefe azaldı. Üniversiteler sorgulayan değil, itaat eden bireyler yetiştiriyor. Gençler artık düşündüklerini bile söylemeye korkuyor.

Sonuç: Kaybolan Sadece Bir Kuşak Değil, Kaybolan Umut!

Yitip giden sadece bir gençlik dönemi değil, hayata dair umut, birlikte gülme, üretme, yaratma sevincimiz. Toplum suskun, ama her iptal edilen konser, her sürgün edilen sanatçı, her göç eden beyin bağırıyor:

“Bu ülke daha iyisini hak ediyor!”