Defending Jacob: Perdenin Ardında Kalmış Bir Dizi

Dizi arayışında olanlar için Defending Jacob incelemesi.

Bazı diziler vardır ki onlardan çok fazla söz eden duymayız veya izleyenini bulmak bir hayli güçtür. Bunlardan biri Deefending Jacob (Jacob'ı Savunmak). 2020'de yayınlanan bu 8 bölümlük dizi eleştirmenlerden olumlu yorum alsa da izleyenini bulmak pek mümkün değil. Ama siz gizem, cinayet, hukuk hakkında olan dizilere meraklıysanız bir şans verebilirsiniz. İşte Defending Jacob incelemesi.

Defending Jacob Ne Anlatıyor?

New York Times'ın en çok satılan William Landay tarafından yazılan aynı adlı romanında uyarlama (bize "Genetik Miras" olarak çevrildi) olan dizi bir Amerikan cinayet hukuk drama mini dizisidir. 14 yaşındaki oğlunun bir cinayetle suçlanmasının ardından davayı soruşturmaya başlayan savcı Andy Barber'ın hikayesini anlatmaktadır. Dizide soruşturmanın bir aileye nasıl zarar verdiğini, bu olayla gizemlerin ve sırların daha da ortaya çıktığını görüyoruz. 45 ile 60 dakika arasında olan bölümler sırada ne olacak düşüncesiyle akıp gidiyor. Başrollerde Chris Evans (Andy Barber), Michelle Dockery (Laurie Barber) ve Jaeden Martell (Jacob Barber) aile olarak paylaşıyor.


Uyarlanılan Kitap İle Ne Kadar Aynı?

(Spoiler içeren alan.)

Kitabın artık basımımın olmaması öncelikle can sıkıcı bir durum bu yüzden bir sahaftan temin edebilirsiniz. Roman başladığı anda sizi merak duygusu sarıyor ve kitabın sonuna kadar da bırakmıyor fakat son noktada artık boş bir sayfayla bakışıyorsunuz. Yazar ucu açık bırakıyor ve sizin artık yorumlamanızı istiyor. Dizinin sonunda ise bu durum biraz düzeltilmeye çalışılmış fakat kafanızda bir şeyler oturmadığını düşündürten birkaç soru işareti kalıyor. Jaeden Martell'e göre (Jacob Barber) yaratıcı ekip bile karakterinin gerçekten katil olup olmadığını bilmiyormuş.

Kitap ve dizi arasında farklar var, ilk kitabı okursanız dizideki değişiklikler sizi rahatsız edebilir -eğer birebir uyarlama arıyorsanız- ama senaristin bizim için boşlukları doldurmaya çalışarak bir senaryo oluşturmaya çalıştığı aşikar.


İzlenmeli Mi?

Yazıyı yazmadan önce başka izleyenlerin de yorumlarını okuduğumda ikiye bölündüğünü fark ettim. Bazıları beğenirken bazıları beğenmediğini dile getirmiş. Benim yorumuma gelecek olursak önce kitaptan başlamak istiyorum: kitabı okuyalı çok oluyor ama mesajların bile farklı yazı tipiyle yazılmasına kadar dikkat edilmesi çok hoşuma gitmişti, konu ise aşırı akıcıydı elimden düşürememiştim. Ebat olarak büyük olsa da olaylar birbiri ardı sıralı olduğu için gerçekten bitirmesi kolaydı.

Diziyi de iki kere izlediğimi söylemeden yorumuma başlamak istemiyorum. Bazıları için büyük ihtimalle bir kere izlenip bırakılacak bir dizi olabilir, ama bu tarz konular içeren dizilere merakınız varsa siz de benim gibi diziyi tekrarlayabilirsiniz. Yayınlandığı döneme de denk geldiğim için her hafta bölümün gelmesini bekliyordum, bu nedenle ikinci izleyişimi kesintisiz bir şekilde gerçekleştirebildim. J.K Simmons konuk oyunculuğu ile dizi kadrosunu, olay örgüsünü daha da genişletiyor ve Barber ailesinin bağları giderek dallanıp budaklanıyor. Olaylar gayet akıcı, oyunculuklar çok iyi sadece Laurie Barber'ın üstüne yapışan replikler bir süre sonra sıkabiliyor. Ayrıca Chris Evans'ın üzerine yapışmış o Marvel karakteri algısının da bu sayede giderildiğini düşünüyorum.

Sonuç olarak bence bir şans vermelisiniz, şimdiden iyi seyirler.