Deli veya Dahi
Deli mi, dahi mi
"Biraz deliysek de ne çıkar, derinden derine sanatçı değil miyiz, bu konudaki kaygıları fırçamızın söyledikleriyle silecek durumda değil miyiz?“
Hakkında sürekli deli mi yoksa dahi mi olduğuna dair tartışmalar yapılan Vincent Van Gogh 'un hayatı, eserleri ve kişiliğine kısa bir bakış atmak ister misiniz?
Vincent, 30 Mart 1853 tarihinde Hollanda'da, orta sınıf bir ailede, Theodorus Van Gogh ile Anna Cornelia Carbentus 'un ilk çocuğu olarak doğdu. Kendisinden önce doğan kardeşleri hayata tutunamadı. Kendisinden sonra Theo, Wilhelmina, Anna, Elizabeth ve Cornelius doğdu.
Vincent, ilk eğitimini evde, annesi ve mürebbiyesinden aldı. 1860'ta köy okulunda okuduktan sonra 1864 senesinde yatılı bir okula gönderildi.Yatılı okulda mutsuz hissettiğinden eve dönmek istese de sadece okulu değiştirildi. Böylece daha mutsuz hissetmeye başladı. Annesinin yönlendirmeleri ile küçük yaşlarda ilgi duymaya başladığı resim çizme sanatını ilerletti.
1869 senesinde amcasının aracılığı ile bir sanat simsarlığı firmasında iş buldu. Firmanın farklı şehirlerdeki şubelerinde 1876 senesine kadar çalıştı. 1876 senesinde Londra'da bir kasabada gönüllü öğretmenlik yapmaya başladı. Aynı senenin sonlarında bu işi de bırakarak Etten'e taşınan ailesinin yanına gitti. Burada bir kitapçıda işe girdi ve çeviriler yapmaya başladı. İncil'den çeviriler yaptığı bu dönemde bir keşiş gibi yaşamaya başladı. 1877 senesinde rahip olmak istediğine karar vererek teoloji sınavlarına girdi ancak başarılı olamadı. Üst üste yaşadığı başarısızlıklar onu derin bir umutsuzluğa düşürüyordu.
1879 yılında misyonerlik yaptı ancak bu işte de başarılı olamadı. 1880 senesinde çizim denemeleri yapmaya başladı ve Beaux Arts okuluna kayıt oldu. Burada çizim teknikleri üzerine eğitimler aldı. Sonraki sene ailesinin yanına, Etten’e döndü. Aynı sene kuzeni Kee Stricker onları ziyarete geldi. Kuzeni ile uzun sohbetler ve yürüyüşler yapan Vincent, ona ilgi duymaya başladı. Sonunda kuzenine açıldı ve aldığı red cevabı ile tekrar başarısız oldu. 1882 senesinde Lahey 'e gitti. Burada Anton Mauve ile görüştü.
Vincent'in kişiliği, ruh hali ve özel yaşantısı hakkında temel kaynak olan kardeşi Theo'ya bizzat kendisinin yazdığı mektuplardır. Mektuplarında söylediği üzere, maddi sıkıntılar çekiyordu ve çizeceği resimlere modellik yapmaları için sokaktan insanlar buluyordu. Parası ancak bu kadarına yetiyordu. Yine mektuplarında belirttiği üzere, sokaktan modellik yapması için bulduğu kadınlardan biri olan Sien ile evlenmek ister ancak Sien hamiledir ve bir kızı vardır. Vincent'in yakın çevresi bu duruma karşı çıkar. Vincent, en başta dirense de sonunda Sien ve iki çocuğunu terk eder.
1884 senesinde ailesinin yanına,Nuenen'e döner. Burada tüm vaktini çizim yapmaya ayırır. Patates Yiyenler tablosu 1885'te sergilenir. Bu sene içinde babasını kaybeder ve Anvers'e taşınır. Bu sırada yaşamını kardeşinin gönderdiği para ile sürdürmektedir. Mektuplarda, öğünlerini kahve ve ekmek ile geçirdiğini belirtir. Yetersiz beslenme nedeniyle sağlığı bozulmaya başlar.
1886 senesinde Theo ile birlikte Paris'e yerleşir. Paris'te yaptığı çizimlerin daha renkli olduğunu görürüz. Burada portre ve manzara çizimleri yapmaya başlar. Paris öncesinde çizdiği resimlerin daha koyu renklerden oluştuğunu görürüz. Ruh hali de çizimlerinde kullandığı renkleri ve tonları etkiliyordu. Paris'te yaşadığı dönem, sanat hayatı için en verimli dönemlerinden olmuştur. 1888 'de Arles'e taşınmıştır. Arles dönemi de çok verimli geçmiş, 200'den fazla eser vermiştir. Bu dönemlerde sarı rengini ve tonlarını çok sık kullanmıştır. Paris'te portreler ve manzaraları resmettikten sonra Arles'te tarlaları resmetmiştir. Psikolojik sorunları çizdiği resimleri etkilemiştir. Günümüzde yapılan değerlendirmelere göre bipolar bozukluk, depresyon ve epilepsi ile mücadele etmiştir.
Ekim 1888 senesinde Gauguin, Vincent' i ziyaret etmiş ve üç aya yakın beraber yaşamışlardır. İlk başlarda her şey iyi gitse de aralarında bazı anlaşmazlıklar baş göstermiş, bu anlaşmazlıklar Vincent'in kendi kulağını kesmesi hadisesi ile sonuçlanmıştır. Olaydan sonra hastaneye götürülmüş ve burada tedavi altına alınmıştır. Bu dönemi ev ve hastane arasında geçtikten sonra 1889 senesinde Saint-Rémy akıl hastanesine yatmıştır. Hastaneye yattıktan sonra yaptığı çizimlerin ana konusu hastane olmuştur.
1890 senesinde hastaneden kendi rızası ile ayrıldıktan sonra Auvers-sur-Oise' a taşınmıştır. 27 Temmuz 1890 tarihinde göğsünden vurulduktan 30 saat sonra ölmüştür. Ölümünün intihar olduğu genel kabul görse de tartışmalıdır. Vincent'in kardeşi Theo'ya söylediği son cümle ise
Keder sonsuza dek sürecek." olmuştur. Vincent'in ölümünden altı ay sonra Theo da hayatını kaybetmiştir. Theo'nun eşi, iki kardeşin mektuplarını derleyerek 1914 yılında yayımlamıştır. Mektuplar, ikilinin birbirine duyduğu derin sevgi ve bağlılığı gözler önüne seriyor. Vincent van Gogh ve Theo van Gogh, Auvers-sur-Oise'da yan yana yatmaktadır.
Önemli Eserleri
1884 - Kara Odun Toplayanlar
1885 - Patates Yiyenler
1888 - Arles'daki Yatak Odası
1889 - Yıldızlı Gece
1890 - Selvili ve Yıldızlı Yol