Dizi Setlerinde Bir Gün Geçirmek
Dizi setlerindeki figüranların bir gününü ve setteki diğer gözlemlerimi sizlere aktardım.
Dizi setlerine birkaç defa figüran olarak gittim ve deneyimlerimi bu yazıyla birlikte sizlerle paylaşıyorum.
Daha öncesinde “Dizi Sektöründe Çin Modeli Ekonomi” başlıklı yazımda da bahsettiğim üzere, Türkiye’deki özellikle TV dizilerinin süreleri gerçekten çok uzun. Çoğu zaman en az 180 dakikayı bulabilen bu süreler, setlerde de insani olmaktan çok uzak çalışma saatlerine ve çalışma ortamına sebebiyet veriyor. Son yazılarımda bahsettiğim, kaydolduğum cast ajansı aracılığıyla iki günlüğüne tarihi bir TV dizisinin setinde bulundum. Eski bir TV izleyicisi olarak, izlerken o uzun sürelerin farkına bile varmadığımız bu dizilerin çekimlerinde çalışan insanların yoğun çabaları beni fazlasıyla etkilemeyi başardı. Kaçta başlayıp biteceği bile günden güne değişen bu setlere ulaşırken geçirdiğiniz süre dahi başlı başına yorgunluk sebebi.
Benim gittiğim setler için sabah ajansın önünde toplanma saati 09:00’du. Aslında iki setin arasında bir gün sabah 07:15’te toplanacağımız da söylenmişti fakat ben o gün fazla erken olduğu gerekçesiyle gitmekten vazgeçmiştim. Diğer figüran veya sektördekilerin değimiyle yardımcı oyuncuların tamamı ile birlikte toplandıktan sonra cast sorumlusunun gelişiyle sizi bekleyen servislere binip, yaklaşık 1-1,5 saatlik yolculuk sonunda dizinin çekileceği platolara varıyorsunuz. Cast sorumlusu sette sizden sorumlu kişi olduğundan ve sizi yönlendirdiğinden onun sözlerinin dışına çıkmasanız iyi edersiniz. Sette sabah kahvaltısını yaptıktan sonra tarihi bir dizide figüranlık yaptığımız için en zorlu bölüm olan kostüm giyme aşamasına geçtik. Bu noktada orada ilk gözüme çarpan setlerde kostüm işiyle uğraşan emekçilerin yoğun çabası oldu. Bilhassa askerlerden birini oynadığım sahne öncesinde, benim gibi pek çok asker kılığında figüran olduğundan sırf 1,5 saat üzerimizdeki zırhların takılmasıyla harcanmış oldu. Kostüm işiyle uğraşanlar mecburen hepimizle teker teker ilgilendiler. Zırh derdinin olmadığı sahnelerde de giyinmek o kıyafet olmadı değiştir filan derken yine bir saati filan aşabiliyor. Sonra zaten öğle yemeğini ye, yönetmenin sahne için çağırmasını bekle derken 10:30’da vardığınız sette çekime ancak akşamüstü saatlerinde gidebiliyorsunuz.
Asıl büyük mevzu ve şaşkınlık yaratan durum çekim yapılırken dönüyor tahmin edeceğiniz üzere. Devamlılık, replik unutan oyuncular, figüranların yaptıkları hatalar, provalar derken bölümde izlerken 6 dakika süren sahne için en az 2 saat, 1 dakika süren sahne için ise en az 1 saat süre harcandığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bir sahnenin çekiminin çeşitli hatalar yüzünden en az 3, 4 sefer tekrarlandığı gibi, bütün sahnelerin 4,5 farkı kamera açısıyla tekrar tekrar çekilme durumu da söz konusu. Bu noktada çoğunlukla figüranlardan kaynaklandığını düşündüğüm şöyle bir sorun da var. Herkes “aman ya oyunculuğu ben da yaparım, ne var?” kafasında olduğundan, bazı kişiler sahne bitmeden ya da yerlerinden ayrılmamaları söylendiği halde ayrılarak sahne devamlılığına zarar verebiliyor. Kayıt ve sessizlik lafı edildiği halde yanı başınızda duran adamın telefonu çalabiliyor mesela. Burada bir yandan figüran da haklı. İzlemesiyle sette bulunması aynı tadı vermiyor, set koşullarında haliyle yoruluyor insan ve dinlenmek istiyor fakat o sahneler bir sonraki bölüme yetiştirilmek zorunda. Yani anlayacağınız bu tarz durumlarda seslerini yükselten set çalışanlarına da insan kızamıyor. Oraya gidecekseniz, koşullara katlanmak zorundasınız.
Yani efendim sizin anlayacağınız; dizilerimizin senaryolarının hali ortada. Bununla birlikte orada kurulan platoların ve kostümlerin maliyeti, insanların emeğini de yazmasam olmazdı zaten. İzlerken aldıkları paralara şaşırdığımız başrollerin bile o set koşullarında muhtemelen evlerine gidemeden karavanda uyuduklarını varsayarak, kazandıklarını büyük ölçüde hak ettiklerini düşünüyorum. Umuyorum gerek dizi setlerinde, gerek diğer bütün iş kollarında daha insani çalışma şartları ufuktadır. Buda böyle bir deneyimimdi, devam edecek mi acaba göreceğiz.