Dünyada Sağ Rejimlerin ve Radikalliğin Yükselişi
Sağ popülizm ve otoriterleşme, günümüz siyasetinde önemli bir güç olmaya devam edecek.
Nedenler ve Öne Çıkan Liderler
Son yıllarda dünya genelinde sağ popülist ve otoriter eğilimlerin yükseldiğine tanık oluyoruz. Avrupa’dan Amerika’ya, Asya’dan Latin Amerika’ya kadar birçok ülkede milliyetçi, muhafazakâr ve hatta otoriter liderler geniş halk desteğiyle iktidara geliyor veya partilerinin oyları yükseliyor. Peki, bu yükselişin arkasındaki dinamikler neler? Hangi liderler ve rejimler öne çıkıyor?
Sağ ve Radikal Eğilimlerin Yükselişinin Nedenleri
Ekonomik Belirsizlikler ve Gelir Adaletsizliği
Küreselleşme ve neoliberal politikalar, birçok ülkede gelir eşitsizliğini artırdı. Orta sınıfın daralması ve ekonomik belirsizlikler, halkı mevcut düzeni sorgulamaya itti. Radikal sağ partiler ve liderler, bu durumu fırsata çevirerek "halkın sesi" olduklarını iddia edip küresel elitlere karşı savaştıklarını savundular.
Göç ve Kültürel Değişimler
Avrupa başta olmak üzere birçok ülke göçmen krizleriyle karşı karşıya kaldı. Özellikle Orta Doğu’dan gelen mülteciler, Avrupa ülkelerinde kültürel gerilimleri artırdı. Sağ popülist liderler, -ırkçı bir yöne evrilse de yapacak bir şey yok- göçü durdurma vaadiyle halkın desteğini kazandı.
Dijital Çağ ve Dezenformasyon
Sosyal medya, radikal fikirlerin yayılması için büyük bir platform sundu. Algı yönetimi, sahte haberler ve propagandalar aracılığıyla sağcı popülistler aldığı rüzgarla tabana ve geniş kitlelere ulaşmayı başardı.
Öne Çıkan Sağcı Liderler ve Rejimler
Donald Trump (ABD)
"Önce Amerika" sloganıyla seçilen Trump, göçmen karşıtı politikaları, milliyetçi söylemleri ve küreselleşmeye karşı duruşuyla ABD’de sağ popülizmin sembolü haline geldi. 2020’de seçimleri kaybetse de, 2024'te yeniden yükselmeyi başardı. Destekçileri hâlâ güçlü bir taban oluşturuyor.
Vladimir Putin (Rusya)
Otoriter sağcı liderlerden biri olan Putin, Rus milliyetçiliğini ön plana çıkararak halkın desteğini korumayı başardı. Basın özgürlüğünü kısıtlayan, muhalifleri susturan ve Batı karşıtı politikalar izleyen Putin, uzun yıllardır iktidarda.
Jair Bolsonaro (Brezilya)
"Tropik Trump" olarak adlandırılan Bolsonaro, sert güvenlik politikaları, çevre düşmanlığı ve sol karşıtı söylemleriyle Brezilya’da büyük bir çıkış yakaladı. Covid-19 pandemisiyle ilgili yanlış politikaları nedeniyle popülerliğini kaybetse de, sağcı hareket Brezilya’da etkisini sürdürüyor.
Victor Orban (Macaristan)
Avrupa’daki sağ popülist liderlerin en önemlilerinden biri olan Orban, göç karşıtı politikaları ve liberal demokrasiye yönelik sert eleştirileriyle tanınıyor. AB ile sık sık ters düşmesine rağmen, Macaristan’da güçlü bir halk desteği bulunuyor.
Giorgia Meloni (İtalya)
İtalya’nın ilk kadın başbakanı olarak göreve gelen Meloni, sağ popülist ve milliyetçi söylemleriyle dikkat çekiyor. Göç karşıtı duruşu ve Avrupa Birliği’ne karşı eleştirileriyle sağ ideolojiyi güçlendiren liderlerden biri.
Almanya için Alternatif Partisi (AfD)
Almanya'da son yıllarda aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD)'nin yükselişi, hem ulusal hem de Avrupa genelinde önemli endişelere yol açtı. 2025 federal seçimlerinde AfD, 152 sandalye kazanarak, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana parlamentodaki en güçlü temsilini elde etti. Bu durum, ekonomik zorluklar ve Ukrayna krizi gibi faktörlerle beslenen halkın hoşnutsuzluğunu yansıtıyor. AfD'nin parlamentodaki etkisi, diğer partilerin koalisyon stratejilerini ve Avrupa politikalarını şekillendirmede önemli bir rol oynayacak.
Sonuç: Sağ ve Radikal Siyaset Kalıcı mı?
Dünya genelinde sağcı ve otoriter eğilimlerin yükselişi, sosyoekonomik ve kültürel faktörlerin bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Ekonomik krizler, güvenlik kaygıları ve siyasi elitlere duyulan güvensizlik bu hareketleri besleyen ana unsurlar arasında yer alıyor.
Ancak tarihsel olarak bakıldığında, radikal sağ ve popülist hareketler genellikle belli dönemlerde yükselmiş ve sonrasında gerilemiştir. Halkın beklentilerini karşılamayan liderler, zaman içinde desteğini kaybedebilir. Buna rağmen, sağcı rejimlerin ve radikal hareketlerin etkisi, özellikle kriz dönemlerinde güçlü kalmaya devam edecektir.
Önümüzdeki yıllarda siyasi dengelerin nasıl değişeceğini zaman gösterecek. Ancak bir gerçek var ki, sağ popülizm ve otoriterleşme, günümüz siyasetinde önemli bir güç olmaya devam edecek.