En Yakın İki Arkadaşın Hikayesi- Sweethearts

Sweethearts, friends to lovers klişesinin ötesine geçip kadın-erkek dostluğunun gerçek ve değerli yanını tatlı bir dille anlatıyor.

Bir erkek ve bir kadın gerçekten en yakın iki arkadaş olabilir mi? Yoksa bu bir dilemma mı?


Romantik komedilerin iki klasik konu başlığı olduğunu hepimiz biliyoruz: fake dating ve friends to lovers.

Sweethearts filmini açtığımda, hiç tereddüt etmeden friends to lovers senaryosunu izleyeceğime emindim. Çünkü formül belli, karakterler hazır, yol haritası çizilmişti... sanıyordum.

Ama yanıldım.

Sweethearts, çıtır çerez tadında kolay izlenen bir film olmasına rağmen, alt metniyle beni gerçekten etkiledi. Çünkü başta sorduğumuz o eski ama hâlâ geçerli sorunun cevabını veriyor:

Kadın - erkek yakın arkadaşlığı bir dilemma değil, gerçektir.

10 seneyi aşkın süredir çok yakın erkek arkadaşları olan genç bir kadın olarak, Sweethearts filmine %100 katılıyorum. Çocukluğumuzu birlikte geçirdiğimiz, birlikte büyüdüğümüz karşı cins arkadaşlarımızla aramızda eninde sonunda bir romantik ilişki olmak zorunda değil. Hatta bazen tam tersine, o kişiyle kurduğun kardeşlik bağı, hayatına değer katan çok özel bir şey hâline geliyor. Onu gerçekten “bacın” gibi görebiliyor olmak, bu hayatta sahip olunabilecek en kıymetli bağlardan biri. Çünkü romantik olmayan ama derinlikli, koşulsuz, güven dolu ilişkiler de var. Ve bu da aşk kadar gerçek.


Bir noktada duygular illa değişmek zorunda mı?

Yoksa bazı insanlar gerçekten sadece dost olmak için mi kesişiyor?

Bence bu soru hep aklımızda bir yerde duruyor ama cevabı herkese göre değişiyor. Her güçlü bağ aşka evrilecek diye bir şey yok. Bazen biri hayatına aşk yaşamak için değil, seninle birlikte büyümek, seni anlamak, sana omuz vermek için giriyor. Onunla kahkahalar paylaşıyorsun, dertleri sırtlıyorsun, yıllar geçiyor… ama aradaki bağ, romantik bir şeye dönüşmeden de derinleşiyor. Ve bu çok kıymetli.

O yüzden “erkek ve kadın arasında arkadaşlık olmaz” gibi genellemeler, hem bu tarz dostlukların değerini küçümsüyor hem de insan ilişkilerine fazla düz bakıyor. Her bağın illa aşka dönüşmesi gerekmediğini kabullenmek, hem kendine hem de karşındakine duyduğun saygının bir yansıması bence.

Her şeyini paylaşabildiğin bir dosta sahip olmak, bu hayatta sahip olunabilecek en değerli şeylerden biri. Ve bu kişi, illaha romantik ilişkide olduğun insan olmak zorunda değil. Evet, romantik bir ilişkide dostluk bağı çok önemli; ama bu, sevgilinin her zaman en yakın arkadaşın olacağı anlamına da gelmiyor. Bazen o en yakın dost, hayatına bambaşka bir yerden giriyor ve senin için çok özel bir yerde kalıyor.

Filmlerde ve dizilerde çokça gördüğümüz o klasik dinamik — esas kız ve ona platonik aşk besleyen yakın erkek arkadaşı — her ne kadar izlettiriyor olsa da, Sweethearts’ın bu kalıbın dışına çıkması beni mutlu etti. Çünkü bu film, birbirine gerçekten değer veren ama illa ki aşka dönüşmeyen bir arkadaşlığın da var olabileceğini sade ve içten bir şekilde anlatıyor. Ve bence bu, ekranda daha çok görmemiz gereken bir hikâye.

Sweethearts (2024), yönetmenliğini Jordan Weiss’in üstlendiği renkli ve samimi bir romantik komedi. Başrollerde Kiernan Shipka ve Nico Hiraga, üniversiteye yeni başlayan ve yüksek okul sevgililerinden ayrılma kararı alan iki yakın arkadaşı canlandırıyor. Film, 28 Kasım 2024’te Max (eski adıyla HBO Max)’te yayımlandı ve hâlâ platformda izlenebilir durumda. Eğer sen de klasik “friends to lovers” senaryolarının dışında, gerçek bir dostluk hikayesi izlemek, kahkahalı ve aynı zamanda dokunaklı bir hikâyeye tanık olmak istiyorsan, Sweethearts’ı kesinlikle öneririm.

Kısacası Sweethearts, “kadın-erkek arasında gerçek bir dostluk olmaz” diyenlere inat, o bağın ne kadar gerçek, derin ve özel olabileceğini çok tatlı bir şekilde gösteriyor. Hem güldüren hem düşündüren, ama en çok da “birbirimizi sevmek illa romantik olmak zorunda değil” dedirten bir film olmuş. İzledikten sonra kendini bir arkadaşını özlerken, belki de onunla geçirdiğin yılları düşünürken buluyorsun. Eğer senin de hayatında yerini aşk değil, dostlukla alan biri varsa, bu film tam senlik.