Filtresiz Melankoli ve Nostalji: Michelle Gurevich
Modern Zamanların Şairi
Eğer yağmurlu bir akşamda tek başınıza şarap yudumlarken kendinizi aşk ve zamanın ne kadar hızlı geçtiğiyle alakalı da derin düşüncelere dalmış halde bulduysanız, muhtemelen playlistinizde Michelle Gurevich'in müziğine sıra gelmiştir. Kadife sesi, ağır tempoda melodileri ve samimi ve doğal hikâye anlatımıyla Gurevich adeta dinleyicilerinin ruhuna dokunuyor. Benim için onun şarkılarını dinlemek, kendini gönül yarası ve nostaljinin iç içe geçtiği bir sanat filminin içinde bulmak gibi.
Michelle Gurevich'in tarzı eşsiz. Derin ve duyguyu karşı tarafa rahatça geçiren ses tonu, müziğindeki minimal ama etkileyici enstrümanlarla birleşince hem sade hem de büyüleyici işler ortaya çıkıyor. Duyguları genelde yumuşatarak dinleyiciye sunan ana akım popun aksine Michelle Gurevich her hissi kusurları ve güzellikleriyle çıplak bir biçimde sunuyor. Şarkıları genelde aşk, varoluşsal sancılar ve geçici mutluluklar gibi konuları ele alıyor ama şarkılarında bu temaları işlerken bazen minik mizah unsurları da kullanıyor. “Lovers Are Strangers” ve “First Six Months of Love” gibi parçalar ile tam kalbe dokunurken, “Russian Ballerina” ile annesinin fedakarlıklarına nostaljik bir övgü sunuyor. Dolayısıyla kendisinin müziği kendini kaybolmuş hisseden ve sorgulayan herkes için keyifli bir seçim. Tüm albümlerini dinlemiş ve çoğu şarkısından oldukça keyif alan biri olarak bazı favori albüm ve şarkılarımı aşağıya listeledim:
Party Girl (2007): Yatak odasında kaydettiğini söylediği, Gurevich’in melankolik ve samimi tarzını tanıtan bu lo-fi album, aynı zamanda benim favorilarimden olan “Lovers are Strangers” şarkısının da içinde bulunduğu albüm.
Let’s Part in Style (2014): Aşkın ve kaybın derinliklerini keşfeden bu albümde Gurevich çoğu insan tarafından oldukça beğenilen bir albüm haline geldi. Benim bu albümdeki favorim “Blue Eyes Unchanged”.
New Decadence (2016): Beni Gurevich ile tanıştıran, aynı zamanda en sevdiğim şarkılarını içinde bulunduran albüm. Daha karanlık ve sinematik bir sound’a yönelen bu albümde nostalji ve romantizm sentezi yoğun. Favorilerim “Russian Romance”, “First Six Months of Love”, “Dance While You Can”, and “End of an Era”.
Exciting Times (2018): “Fatalist Love”, “Almost Shared a Lifetime” gibi yine melankolik, hatta biraz depresif stiliyle ivme kazanan bir albüm.
Albümlerinin yanında yine eşsiz ve filtresiz single’lar çıkaran Michelle Gurevich’in “Kiss in Taksim Square” şarkısı da önereceğim şarkılar listesinde. Michelle Gurevich’in ana akım endüstrinin dışında kalmasına rağmen kendine bağlı bir hayran kitlesi oluşturma sebebinin bir diğer sebebi de düşüncelerinin de şarkıları gibi filtresiz ve net olması. Kendisi sadece içinde bulunduğu coğrafyada değil şarkıları derinden hisseden, yoğun bir şekilde seven veya hayatın geçici doğası üzerine düşünen herkese hitap ediyor.
Müziğin genellikle ticarileştirildiği bir çağda Michelle Gurevich rahatlatıcı bir şekilde içten ve doğal kalıyor. Şarkıları sadece arka planda çalmak için değil, hissedilmek için orada olduklarını açıkça belli ediyorlar. O yüzden ister kalbiniz kırık olsun, ister sadece güzel bir melankolik ruh halinde olun, Michelle Gurevich tam size göre.