Gençlik-Orta Yaş Arası Hayatî Bunalımlar
Yaş yirmi beş, yolun çeyreği eder. Dante gibi ortasındayız ömrün.
Doğruyu söylemek gerekirse doğrusunu bimiyorum. Kafam karışık ve zaman zaman bunalıyorum. Kaç yaşındayım, nereye aitmişim? Bazı içsel kavgalar ve mutluluklar yaşanır. Ben hepsini bir fırtına gibi aynı anda yaşıyorum. Hatalarım günah dediler ve sevaplarım da var elbet. Ne kalabilmek mümkün ne de gidebilmek. Açıkçası yolum sürekli iki ucu süslü değnek.
Yanlışını herkes doğruya çevirmiş gibi. Herkes her şeyi en iyi ve en doğru biliyor gibi. Sanki tek cahil benmişim de, dünyanın rengine kanacakmışım gibi... Ben içten içe güvenemesem de herkes sözüne güven bekler. Durakta otobüs kalabalığından inemeyip yola mecburen devam eden yolcu gibiyim. Ne kimsenin sustuğu oluyor ne de beynimin sustuğu görülmüş. Kimseyi dinleme, yol senin yolun diyorum kendime. Hop. İç sesim susmuyor. Girdap gibi bir o yana bir o yana savrulan ömrüm... Kariyer mi yapsam evlensem mi? Çocuğu olan mı mutlu doçent mi? Mutluluğu nerde, nasıl, ne zaman tam olarak yakalamış hissederiz? Çok soru var, cevabı bilen varsa buyursun yoruma. Ben bilmiyorum. Kaç yaşımda en iyi versiyonumu bulurum?
Herkes gibi gölgemi gerçek bir bedene aktarmak ve siluetimi silik değil görünür hale getirmek benim de hakkım. Ne çok şey düşünmek zorundayız? Sevemedim "YETİŞ"kin olmayı. Çocuk ve genç ruhumla kalabilseydim enerjimi daima koruyabilseydim keşke. Önümde gidecek çok yol var ve nereyi seçip de başlasam bilmek zor. Böyle uzun uzun düşünürken hep yaratıcıya bırakıyorum hikayenin sonunu. Mevlam neylerse güzel eyler, en güzelini benim için saklamıştır. Bir tek sana güveniyorum Allahım. Hakkımda hayırlının da güzelini nasip eyle.