Kendimize Karşı Nazik Miyiz?

Öz sevgi, kendimizi bir dost gibi görmekle başlar.

Hayat boyu başkalarına nazik olmayı, anlayış göstermeyi ve destek vermeyi öğreniyoruz. Bir dostumuz hata yaptığında onu teselli ediyor, "Önemli değil, herkesin başına gelebilir." diyoruz. Yakınımız kendini kötü hissettiğinde ona moral vermek için elimizden geleni yapıyoruz. Ama iş kendimize gelince neden aynı şefkati göstermekte zorlanıyoruz? Bir hata yaptığımızda kendimizi acımasızca eleştiriyor, bazen günlerce hatta aylarca o anı zihnimizde tekrar tekrar yaşıyoruz. 

Öz sevgi, bencil olmak ya da her durumda kendini haklı görmek değil. Tam tersine, kendini bir dost gibi görmektir. Hata yaptığında kendine anlayış göstermek, yorulduğunda kendine dinlenme izni vermek. Bunu yapabilmek kolay değil, çünkü çoğumuz küçük yaşlardan itibaren başkalarına öncelik vermemiz gerektiğini öğrenerek büyüyoruz. Başkalarını önemsemek kadar, kendi ihtiyaçlarımızı da görmezden gelmemek çok önemli.

Bir dostun üzgün olduğunda ona sırtını dönmezsin, değil mi? Peki ya kendine neden dönüyorsun? Kendi duygularını küçümsemek, kendini sürekli eleştirmek ve yetersiz hissetmek, uzun vadede hem zihinsel hem de fiziksel olarak yıpratıcı olabilir. O yüzden, tıpkı en yakın dostuna davrandığın gibi kendine de anlayışla yaklaş. Bir hata yaptığında kendini affet, bir başarın olduğunda kendinle gurur duy, yorgun hissettiğinde dinlenmeye hakkın olduğunu kabul et.

Öz sevgi, büyük jestlerle ya da radikal kararlarla başlamak zorunda değil. Küçük adımlarla ilerleyebilirsin. Bugün aynaya bakıp kendine içten bir gülümseme göndermekle başlayabilirsin. Kendine güzel bir söz söyleyebilir, sevdiğin bir şeyi yaparak kendini mutlu edebilirsin. Küçük de olsa her adım, kendinle olan bağını güçlendirecek. Unutma, en uzun yolculuğun kendinle olan yolculuğun. Başkalarına sunduğun şefkati biraz da kendine göstermeye ne dersin?