Krizin Görünmeyen Yüzü: İklim Değişikliği İçinde Kadınlar ve Çocuklar
Hali hazırda sosyal adalet konusunda sisteme karşı savaş veren kadınlarımız üstüne bir de iklim krizi içinde mücadele ediyor.
İklim krizinin genel olumsuz etkileri ve derinleşen sorunlarından bahsederken toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında kadınların görünmeyen ve tartışmalara çok yer verilmeyen problemlerinden bahsetmezsek olmaz. Hali hazırda sosyal adalet konusunda sisteme karşı savaş veren kadınlarımız var olan sorunların üstüne yine ataerkil düzenin içinde iklim krizi sebepli dezavantajlı gruplar içinde yer alıyor. Tabii ki sadece kadınlarımız değil çocuklar da dezavantajlı gruplar içinde.
Toplumsal ve sosyo-kültürel bazı kodlar sebebiyle kadın ve erkek rolleri farklı inşa edilmiş bu da toplumsal cinsiyet eşitsizliği yaratılıyor. Kadın bedenine, kadının varlığına, kimliğine atfedilen anlam, gelir payındaki eşitsizlikten evlilik içindeki rollere kadar birçok konuyu etkiliyor.
Kadınların, iklim değişikliğinden olumsuz anlamda daha fazla etkilenmelerinin nedeni bu toplumsal ve sistemsel sorunlardır. Bu sorunlar; alt gelir grubunda yer almaları, kırsal kesimdeki kadınların tarım ve üretim faaliyetinde daha çok sorumluluğa sahip olması nedeniyle doğal kaynaklara duydukları ihtiyaç ve bağımlılıkları, kadın ve kız çocuklarının gerekli kaynaklara ve olanaklara (sağlık, eğitim, iş, güvenlik vb.) adil şekilde erişememesi, bir doğa olayında kültürel normlar nedeniyle daha az hareket edebilmeleri sayılabilir. Örneğin;1991 yılında Bangladeş’te meydana gelen kasırgada hayatını kaybedenlerin çoğu kadınmış çünkü halka açık yerlerde yapılan duyurulardan -erkek akrabaları olmadan evden çıkamayan kadınların- haberleri olmamış. Bazıları ise haberi olmasına rağmen güvenli bir yere gidebilmek için erkekleri beklemiş ve evden çıkamamış. Bir diğer faktör; yüzme bilme oranlarının erkeklere kıyasla düşük olması nedeniyle kendilerini olası felaketlerde kurtaramaması. Yine aynı şekilde kadınların okuma yazma bilme oranları da düşük olduğu için olası bir göç durumunda iletişim kurmakta ve iş bulmakta zorlanacak olmaları hayatlarını zora sokan bir faktör. Kadınlara yüklenen aile rolleri sebebiyle annelerin, çocuklarını ve ailesini doyurmak önceliği olduğu için kendisi beslenememesi veya afet anında aile bireylerini korumak adına kendini ikinci plana atması, eğitim hayatından uzak kalması ve bu sebeple gelecek kurmakta zorlanması, güvenliğin düşük olduğu yerlerde şiddete, tacize ve tecavüze uğrama tehlikelerinin artması gibi olumsuz etki yaratan örnekleri çoğaltabiliriz. Sizi biraz bombardımana tuttum cümlelerimle biliyorum. Açıkçası akıcılık açısından pek iyi olmamış olabilir ama toplumsal cinsiyet kalıplarının ve cinsiyet eşitsizliğinin ne kadar çok soruna yol açtığını fark etmemiz açısından önemliydi.
Biraz da sağlık sorunlarına değinelim. Özellikle üreme sağlığı, cinsel hastalıklar, doğum komplikasyonları sebebiyle fazlasıyla sağlık hizmetine ihtiyaç duymalarına rağmen kadınların bu hizmetlere ulaşma imkânları oldukça az. Artı olarak maalesef yine toplumsal normlar sebebiyle çekiniyor, hastalıkları için doktora gitmeye utanıyorlar. Hamilelik döneminde yaşanan enfeksiyonlar sebebiyle annenin hayatı riske giriyor, çocuklarda zayıf gelişim ve çocuk ölümlerinin artması gibi üzücü felaketlerle sonuçlanabiliyor.
Göç eylemlerinde, kamplarda kalan kadınlar ve çocuklar yabancıların şiddetine ve saldırısına maruz kalıyorlar. UN Women 2022 verilerine göre: “İklim değişikliği dünya çapında çatışmalara yol açarken, kadınlar ve çocuklar, çatışma bağlantılı olarak meydana gelen cinsel şiddet, insan kaçakçılığı, çocuk yaşta evlilikler ve diğer şiddet biçimleri dahil olmak üzere her türlü şiddetle artarak karşı karşıya kalmaktadırlar.” (UN Women 2022a:3)
Bütün bu örneklerde kadın ve çocukların nasıl hassas ve olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kaldığını ve sistemdeki açık sebebiyle oluşan bedelleri nasıl sırtladıklarını gördük diye düşünüyorum. Bütün bunlara rağmen kadınlara iklim değişikliğiyle mücadelede yeterli rol verilmiyor. Oysaki kadınlar yeşil politikalar üstüne daha çok düşünüyor ve doğa için endişe duyuyor. Göç ve iklim değişikliğinde kadın ve çocuk sorunları için politika çalışmaları yapılmalı, projeler geliştirilmeli ve bu çalışmalarda yüksek oranda kadınlara yer verilmelidir.
Kaynaklar:
1) Türkiye Sağlık Araştırmaları Dergisi, GÖÇ ve İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN KADIN SAĞLIĞINA ETKİSİ, https://dergipark.org.tr/tr/pub/tjhr/issue/84826/1232107
2) İklim Değişirken Kadın Olmak: İklim Değişikliğinde Toplumsal Cinsiyet Rolleri Kaynaklı Kırılganlık, Bölüm 4, Çiğdem Sema Sırma, cloudfront.net/107102099/Iklim_Degisirken_Kadın_Olmak_Iklim-libre.pdf