Linkedin kuzum sen gerçekten ne işe yararsın?

Linkedin bana göre tıpkı İnstagram misali insanların aslında gerçekte var olmayan başarılarını yansıttığı ve gerçekte şirketler ekonomik krizin altında ezildikçe daha da işe yaramaz hale gelen bir site.

Linkedin, dünyanın iş arayanlar ve patronlar açısından en popüler sosyal ağı. Kapitalist sistemin içerisinde hala var olabilen insanlar ve ülkeler için son derece profesyonel olarak başarılarını sergileyebilecekleri ve istihdam süreçlerini hızlı şekilde yürütebilecekleri en önemli site. Kimisi için ufak işletmesinin tanıtımını da yaparak genişleme imkanı sunuyor, kimi çalışanlar için ise büyük bir şirkete girmesini ağındaki kişilerle kutlama imkanı. Bizim gibi hali hazırda ekonominin durumunun pek iyi olmadığı, iş bulma süreçlerinde torpil dışında hiçbir haltın önemli olmadığı ülkelerde(kendimizi kandırmayalım, özel sektörde de torpil olduğu gerçeği aşikar) ise torpilsiz ama kesinlikle son derece vasıflı işsizlerin asla tatmin edici bir iş bulamayacakları, buna karşılık bir takım torpille işe girmeyi başarmış veya üst düzey yöneticilik yapan bazı beyaz yakalıların bütün ukalalıklarıyla yapmacık paylaşımlarda bulundukları dünyanın en gereksiz sitesi. Ülkemizdeki bu berbat durumuna karşılık Linkedin ve benzeri iş dünyasıyla ilişkili siteler en kötüsünü görmediler bile. Zira yapay zeka gümbür gümbür geliyor.

Bu yazılarımdan para kazanamadığımdan, e maaşlı bir iş eninde sonunda gerekli olduğundan dolayı blog yazarlığını sürdürürken Linkedin’e de her Allah’ın günü giriyorum diyebilirim. Bazen o kadar fazla işe aynı gün başvuruyorum ki site en sonunda günlük başvuru limitiniz doldu diyor. Benim gibi ülkemizde tonla işsiz genç var. Resmi verilere göre Türkiye’de geniş tanımlı işsizlik oranı her üç kişiden birinin işsiz olduğunu belgeliyor. Bu kadar fazla iş ilanının varlığı başlangıçta umut verici ama gerçekte hiçbir şey ifade etmiyor. Zira yeni mezun bir kişiye en dandiğinden örneğin; AVM veya markette çalışma gibi işlerde dahi sorulan şu soru her şeyi bitiriveriyor bir anda: İlgili sektörde kaç yıl deneyiminiz var? Bu sorunun pek çok nedeni olabilir. Örneğin; Eğitim sisteminin kötülüğü ve hemen herkesin zaten üniversite mezunu olması diplomayı önemsileştirebilir veya yine aynı sistemin teorik bilgilerden öteye geçememesi, gelen yeni mezunun büyük ihtimalle okulun sigortayı karşılamamasından ötürü staj dahi yapmamış olması patronlar açısından deneyim sorusunun sorulmasının haklı gerekçeleri olarak gösterilebilir. Şu ana kadar şeytanın avukatlığını yaptım dikkat ederseniz. Öte yandan staja girerken veya dediğim gibi örneğin bir markete kasiyer ararken dahi tecrübe istenmesi yine patronların ne denli rezil kimseler ve komünizmin ne denli kıymetli bir şey olduğunu gözler önüne seriyor.

Kriz büyüdükçe durum daha kötüleşiyor.

Öte yandan düşünüldüğünde, ülkemizde hali hazırda olan ama dünyada da yakında çok daha artacağını düşündüğüm ekonomik sorunlarla birlikte yapay zekanın yaratacağı değişimler de işsizliği artırıyor ve bununla beraber Linkedin’i ve türevlerini gittikçe daha önemsiz kılıyor. Yapay zekanın insan gücünün yerini alması patronların işine geliyor. Dünya genelinde son birkaç yıldır devam eden ekonomik resesyon ülkemizdeki kadar olmasa da dünyanın her yerinde büyüklükleri fark etmeksizin şirketlerin batışına ve dolayısıyla işsiz kalan yığınlara sebep oluyor. Uluslararası sermayenin Atlantik ekseninden Pasifik’e kaydığı, Çin’in koşar adım süper güçlüğe gittiği ve Donald Trump’ın önüne gelene her canı sıkıldığında ekstra gümrük vergileri koyduğu dünyada kapitalist ekonominin ölümüne ve yapay zeka devrimine dayalı yeni bir küresel ekonomik sistemin doğum sancılarına tanıklık ediyoruz.

En azından şimdilik yapay zeka insanları işsiz bırakıyor gibi dursa da ben durumun o kadar vahim olduğunu düşünmüyorum. Daha sonraki yazılarımdan birinde yapay zeka ile ilgili neden umutlu olduğumu açıklamayı düşünüyorum fakat şimdilik bir soru ile bu yazıyı kapatayım: Patronun olması için işçiye, ağanın varlığını sürdürebilmesi için marabaya ihtiyacı vardır. Yapay zeka ile birlikte emekçiler sistemden tasfiye edileceğine göre patronlar nasıl varlıklarını sürdürecek?