Sevilmeyen Oyuncaklar Ülkesi
Oyuncaklar her zaman sevilir ama çocuklar her zaman sevemez.
Her çocuk oyuncağı olsun ister. Ama her çocuk oyuncağına aynı sevgiyle yaklaşmaz. Küçük bir kedi olan Marry'nin hikayesi de tam olarak burada başlıyor. Günlerce bir oyuncakçının deposunda yeni sahibini bekleyen Marry, sonunda bir eve kavuştuğu için mutluluk içerisindedir. Tabi, başına geleceklerden, onu kimin satın aldığından haberi yoktur. Oyuncakçıdan çıkarken bilge oyuncak Daddy'nin son sözlerini duyar, elvada Marry, dilerim hayal ettiğin gibi olur.
Aslında bu bilgece sözler bile bazı şeylerin yolunca gitmeme ihtimalini kanıtlamaktadır. Marry ne yazık ki bu uyarıyı dikkate alamayacak kadar mutludur.
Yeni sahibiyle tanışmasının hemen ardından Marry'nin yumuşak tüyleri zedenlenmekte, gözleri kalemlerle boyanmakta ve pamuk gibi derisi sertleşmektedir. Durumun ne kadar kötüye gidebileceğini fark eden Marry çaresizce diğer oyuncaklardan yardım ister. Fakat oyuncaklar Marry'e yardım edemeyecek kadar kötü, çaresiz durumdadır. Marry daha fazla dayanamaz ve evden kaçıp Daddy ile görüşmesi gerektiğinin farkına varır. Bir şekilde Daddy ile konuşabilirse bilgece bir tavsiye alabilirim diye düşünür.
Daddy ile görüşme talebini evdeki diğer oyuncaklarla paylaşmasıyla birlikte tüm oyuncakların gözlerinde bir ışık parladığını fark eder, oyuncakların tamamı Daddy'i tanımaktadır. Marry, diğer oyuncaklardan Daddy ve Sevilmeyen Oyuncaklar Ülkesi adında bir yer hakkında bilgi alır. Artık tek hayali tüm sevilmeyen oyuncakların mutluluk içerisinde yaşadığı adaya gitmektir. Nasıl yapacağını bilmese de tek kurtuluşun orada olduğunun farkına varır. Artık Marry'nin bir yolu, yolculuğu vardır çünkü nereye gitmesi gerektiğini biliyordur. Nasıl gideceğiniz bilmese bile...
Marry bir mucize olmasını beklerken en beklenmedik anda kendisini sevilmeyen oyuncaklar ülkesinde bulur. Nasıl geldiğini, neler olduğunu bile anlamadan keşife çıkmıştır. Fakat bir yanlışlık olduğunu hemen fark eder çünkü sevilmeyen oyuncaklar ülkesinde ondan başka kimse yoktur. Günlerce süren aramalarının sonunda sevilmeyen oyuncak olmadığını anlar. Aslında tüm oyuncaklar çok sevilir ama bazı çocuklar sevmeyi, sevilmeyi bilmezler. Sahibinin zor durumda olduğunu fark eden Marry tek başına ama mutlu olduğu ülkeyi terk edip sahibinin yanına döner. Belki de sahibinin şiddetli yaklaşımı sadece sahibinin suçu değildir.