Sigmund Frued ve Gülmenin Kaynağı & Henri Bergson ve Gülme Kuramı

Freud, mizahın komik bulunuşunu "katarsis" ile açıklar. Bergson için gülme aracılığıyla toplumsal yaşamla uyumsuz eğilimler cezalandırılır.

Sigmund Frued ve Gülmenin Kaynağı & Henri Bergson ve Gülme Kuramı ışığında literatürümüzden fıkra örnekleri ile gülme unsurlarına değinilecektir.

"Akşehir’in beyleri Hoca’yı yemeğe davet etmişler. Hoca nereden bilsin; davete, günlük kıyafetiyle katılmış. Katılmış ama ne hoş geldin, ne sefa getirdin diyen var. Herkes, allı pullu kıyafetlilere el pençe duruyormuş. Hoca, bir koşu evine giderek, sandıktaki işlemeli kürkünü giyip yemeğe geri dönmüş. Az evvel hoş geldin bile demeyenler, önünde yerlere kadar eğilmişler. Hoca’yı, yere göğe sığdıramayıp başköşeye oturtmuşlar. Kuzunun en hasını önüne koymuşlar. Herkes Hoca’nın yemeğe başlamasını bekliyormuş. Hoca, bir taraftan kürkünün kolunu sofrada sallamaya, bir taraftan da “Ye kürküm ye, ye kürküm ye!” demeye başlamış.

– İlahi Hoca, demişler, kürkün yemek yediğini kim görmüş?

Hoca taşı gediğine koymakta gecikmemiş:

– Kürksüz adamdan sayılmadık… İtibarı o gördü, yemeği de o yesin."

Frued’a göre bilinçdışımızdaki saldırganlık dürtüsünün sosyal çevrenin kabul edilebileceği şekilde dışa vurulmasını sağlar. Ye Kürküm Ye fıkrasında da Nasreddin Hoca tepkisini direkt olarak değil, toplumun kabul edebileceği şekilde göstermiştir.

Freud, mizahın komik bulunuşunu "gerginlik azaltma» "katarsis" yani boşalma ile açıklar. Mizah, kişide katarsis yaratır ve kişinin gerginliğini alır. İlk karikatürde ciddi olaylar yaşanan ve çocuklara uygun olmayan bir programın çocuk tarafından izlenmesi ve verdiği tepkiye gülmemiz gerginliğimizi azaltma yönelimindedir. İkinci karikatür toplumun dünya üzerine yayılan bulaşıcı hastalıktan dolayı yaşadığı tedirginliği ve gerginliği gülme eylemiyle boşaltması amacı taşımaktadır.

Kurama uygun bir Nasreddin Hoca fıkrasını örnek olarak verilmiştir.

Henri Bergson(1859-1941) ve gülme kuramı

Nasreddin Hoca azığını heybesine koyup yola çıkmış. Öğlen vakti Akşehir gölü kenarında, bir ağacın altında oturmuş. Ekmeğini, zeytinini ve bir çanak yoğurdunu gölgede keyifle yemiş.

Yoğurt çanağını gölde çalkalarken birisi görüp sormuş.

- "Ne yapıyorsun Hoca ?"

-"Göle maya çalıyorum" demiş Hoca.

Adam üstelemiş :

- "İlâhi Hoca, göl maya tutar mı hiç ?"

-"Ben de biliyorum tutmayacağını, ammaaa ya tutarsa !...

Gülme edimi, toplumsaldır; çünkü, mizah genelde toplumun ortak kabullerine uymayan kişilerle ilgilidir. Henri Bergson’un gülme kuramına uygun bir örnek Ya Tutarsa fıkrasıdır. Nasreddin Hoca’nın alışılagelmişin dışında olan davranışı toplum tarafından ortak kabul edilen ilkelere uymadığı için bu kurama örnek olarak gösterilebilir. Göle maya çalmak toplumun ortak bir kabulü olmadığı için mizah konusu olmuş ve Nasreddin Hoca fıkralarında yer almıştır.

Henri Bergson ve gülme kuramına örnek bir karikatür aşağıdaki gibidir.


















Henri Bergson’un gülme kuramı ile birlikte düşünüldüğünde birinin ya da bir durumun komikliği onun, o şeyin toplumsal normlarla örtüşmeyen, kurallara aykırı olan yanı olduğu ifadesine ulaşılır. Toplum uyumu istemektedir. Karikatürde örneği verilen ve toplumsal normlara uymayan, farklı cinsel yönelimi olan insanlar komik duruma düşer ve gülme ile cezalandırılır.