Sosyal Kaytarma
Sosyal kaytarma nedir? Kimlerde görünür? gibi soruların cevaplarına gelin beraber bakalım.
Grup çalışmaları her zaman faydalı mıdır? Birçok insan grup çalışmalarının bireysel çalışmalardan daha faydalı olduğunu düşünür. Bu durum atasözlerimize de yansımıştır. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var!” gibi atasözlerinden yola çıkılarak grup çalışmalarının çoğu zaman faydalı olduğu düşünülmüştür. Fakat yapılan çalışmalar durumun pek de öyle olmadığını göstermektedir.
Bir işin grup olarak yapılması sorumluluğun dağılmasına yol açabilir ya da kişi, bir görevi tek başına yaparken gösterdiği çabayı grup halindeyken gösteremeyebilir. İşte bu durum “sosyal kaytarma” olarak adlandırılır.
Sosyal Kaytarma Nedir:
Sosyal kaytarma, bir görev yerine getirilirken bireysel olarak çalışanların iş performansının grup içinde azalması olarak ifade edilmektedir. Farklı kişilerin varlığından dolayı, bireyin gösterdiği çabanın azalması olarak tanımlanabilir. Bireyin tek başına çalışması ile grup içindeki çalışması karşılaştırıldığında bireysel çalıştığı durumlarda daha fazla çaba harcadığı görülmüştür. Bunun nedeni, grup ortamında sosyal farkındalığın azalmasından dolayı bireylerin bilinçli ya da bilinçsiz olarak daha az çaba göstermesidir. Bu durum grubun verimliliğini olumsuz yönde etkilemektedir.
Sosyal Kaytarmanın Ortaya Çıkışı ve Ringelmann Etkisi:
Sosyal kaytarmanın başlangıç noktası, bir grupta bireylerin sarf ettikleri çabayı azaltma eğilimde olduklarını ifade eden Ringelmann etkisidir. Ingham ve arkadaşları, insanların grup halinde çalıştıklarında bireysel olarak gösterdikleri çabada düşüş olması halini, Sosyal Kaytarma olarak yeniden adlandırmışlardır.
Sosyal kaytarmayla ilgili ilk çalışmanın 1913 yılında Fransız ziraat mühendisi Ringelmann tarafından yapıldığı bilinmektedir. Bu çalışmada gönüllü olan bir grup katılımcıya ip çekme görevi verilir. Bazı katılımcılar bireysel olarak bazı katılımcılar ise gruplar halinde ip çekmişlerdir. Katılımcıların çektikleri ipin ucunda ise uygulanan kuvveti ve ipin gerginliğini ölçen bir cihaz bulunmaktadır. Ringelmann bu çalışmanın sonucunda katılımcıların grup içindeki ve bireysel performanslarını karşılaştırmıştır. Böylelikle uygulanan bireysel kuvvetin grup içindeki uygulanan kuvvetten daha fazla olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ringelmann bu çalışması ile gruptaki kişi sayısı arttıkça elde edilen performansın azaldığını da gözlemlemiştir. Bu durum Ringelmann etkisi olarak adlandırılmıştır.
Ringelmann’ın bu çalışması uzun yıllar sonra yeniden dikkat çekmiştir. Ringelmann’ın sosyal kaytarma çalışmaları, 1970’li yıllarda Steiner tarafından incelemiştir. Steiner, grup üyelerinin ortak çalışma sürecindeki yaşanan performans düşüklüğünün iki nedeni olduğunu bunların da koordinasyon kaybı ve üyelerin bireysel motivasyonunda azalma olabileceğini ileri sürmüştür. Ringelmann ve Steiner’in çalışmalarından sonra birçok çalışma yapılmış ve yapılan çalışmaların sonuçları Ringelmann’ın bulgularını doğrulamıştır. Bu araştırmalardan sonra araştırmacılar grup üyelerinin, grup performanslarının bireysel performanslarından daha düşük olması durumunu açıklamak için “sosyal kaytarma” kavramını kullanmışlardır.
Sosyal Kaytarmanın Nedenleri:
Sosyal kaytarmanın nedenlerini açıklayan teorilerden biri sosyal etki teorisidir. Sosyal etki teorisi 1981 yılında Latane tarafından ortaya atılmıştır. Bu teoriye göre; eğer bireyin gruba katkıları ayırt edilemiyorsa, birey yaptığı işin sonucunda beklediğinden daha az ödül alıyorsa ya da yaptığı iş parçalara bölünüyorsa, gruptaki kişi sayısı giderek artıyorsa bireyin performansında düşüş gözlemlenmektedir.
Sosyal kaytarmanın nedenini açıklayan başka bir teori ise Kerr ve arkadaşları tarafından ortaya atılmıştır. Kerr ve arkadaşlarına göre birey, gruba katkısının grubu etkilemediğini düşündüğünde performansının önemli olmadığına inanır ve performansında düşüş görülür. Bu durum “çabanın gereksizliği” olarak adlandırılır.
Jackson ve Harkins sosyal kaytarmayı “çabanın denkliği” kavramıyla açıklamıştır. Çabanın denkliği kavramına göre bireyler grup çalışmalarında, grup arkadaşlarının çabalarına denk çaba gösterme eğilimindedirler. Bu yüzden diğer grup üyelerinin yeterli performans göstermeyeceğini düşünen bireyler kendi performanslarını düşürmektedirler.
Sonuç Olarak:
Sosyal kaytarmanın; verimsizlik, tükenmişlik, gruptan ayrılma, motivasyon düşüklüğü gibi birçok olumsuz sonuca yol açtığı düşünülmektedir. Tüm bunlarla başa çıkmak için:
· Kişilerin grup içindeki bireysel performanslarının ölçülmesi,
· Ödül, ceza gibi motivasyon yöntemlerinin kullanılması,
· Grup büyüklüğünün azaltılması,
· Gruptan dışlama yöntemiyle bireylerin kendilerini sorgulamalarını sağlamak gibi yöntemlerin kullanılması sosyal kaytarma davranışının azalmasını sağlamaktadır.