Stereotipler Serisi: Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Kalıpların Dışına Çıkanlar Sophie Germain

Toplumsal cinsiyet rolleri, tarih boyunca pek çok toplumda belirli kalıplar üzerinden şekillendirildi. Bu kalıplar, genellikle kadınları ve erkekleri belirli rollerle sınırlayarak, onların hayatlarını biçimlendirdi. Ancak, bu kalıpların dışına çıkabilen bazı bireyler, toplumun cinsiyetle ilgili algılarını değiştirebilecek önemli adımlar attılar.

Toplumsal cinsiyet kalıplarının en sert olduğu dönemlerden birinde, matematikçi Marie-Sophie Germain dünyaya gelmişti. 18. yüzyılda, özellikle kadınlar için bilimsel çalışmalar neredeyse yasaktı. Ancak Sophie, bir kadının matematikle uğraşmasının engellenemez olduğunu ispatlamak için büyük bir azimle çabalarını sürdürdü. Kendisini erkek ismiyle tanıtarak, bilimsel alanda kendine yer bulmaya çalıştı ve büyük bir matematikçi olarak tarihe geçti. Ancak, dönemin egemen erkek toplumu, kadınların bilimdeki yerini genellikle yok saydı. Yine de Sophie’nin bu mücadelesi, toplumsal cinsiyet kalıplarının aşılmasının ne kadar önemli olduğunu gösterdi.Günümüz dünyasında da toplumsal cinsiyet rolleri birçok alanda kendini gösteriyor. Özellikle bilim ve teknoloji gibi alanlarda, kadınların katılımı hala sınırlı. Eğitimde ve iş dünyasında, kadınların erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmaları gerektiği savunuluyor, ancak bu eşitsizlikler bazen toplumun normlarından kaynaklanan derin kökleri olan engellerle sınırlı kalabiliyor. Yine de Sophie Germain’in yolundan giden pek çok kadın, toplumsal cinsiyet kalıplarına meydan okumayı sürdürüyor.

Kadınların bilim ve teknolojiye olan katkılarının daha fazla tanınması, iş dünyasında fırsat eşitliğinin sağlanması ve eğitimde cinsiyet ayrımcılığının ortadan kaldırılması gibi adımlar, toplumsal cinsiyet kalıplarının kırılması adına atılacak önemli adımlardır. Kadınlar ve erkekler arasındaki farkları değil, her bireyin eşit fırsatlarla başarılı olmasını sağlamak gerekir.

Sophie Germain’in hayatı, bu kalıpları kırmak ve toplumsal cinsiyet normlarını değiştirmek isteyenler için ilham verici bir örnek teşkil ediyor. Cesur ve kararlı bir şekilde, o dönemin egemen kalıplarına karşı koyan ve bilimde iz bırakan Sophie, toplumsal cinsiyetin yalnızca dışarıdan dayatılan bir kısıtlama değil, herkesin aşabileceği bir engel olduğunu kanıtlıyor.

KAYNAKÇA: Ergül Güvendi, N. (2023). TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİ BAĞLAMINDA TÜRK KÜLTÜRÜNDE KADIN: KURAMSAL BİR TARTIŞMA. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, 27(3), 551-564.

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2151753