Tarihte Güzellik İçin Yapılan En Şaşırtıcı 12 Uygulama

Keyifli Okumlar:)

Tarih derslerinde kralların tahta çıkışlarını, savaşları, barış antlaşmalarını ezberlemişizdir de… kimse bize "güzel görünmek için timsah kakası kullanan insanlar vardı" demez. Oysa gerçek tarih, biraz da insanların daha güzel, daha soylu, daha zengin görünmek uğruna yaptıkları akıl almaz saçmalıkların tarihidir.

Hazırsan seni, bu kez tarihin kırışık sayfalarına değil, rimel kaçmış, kurşunla fondöten sürülmüş, ayakları acıdan mosmor olmuş kısımlarına götürüyorum. Buyur, tarih biraz da böyle yazıldı…

1. Sarı Saç İçin Savaş: Romalıların Peruk Takıntısı

Romalılar Germenleri işgal ettiklerinde sadece topraklarını almadılar; kadınlarının saçlarını da alıp götürdüler. Nasıl mı?

Esir alınan sarışın Germen kadınların saçlarını kazıyıp sarı peruk yaptılar. Ve bu peruklar Roma’da bir anda zenginlik ve zarafet simgesi haline geldi. Yetmedi, bazıları saçlarını ilkel kimyasallarla sarartmaya başladı. Yani “Kuzeyli Barbie” görünümü Roma İmparatorluğu’nun ortasında doğdu diyebiliriz.

2. Kurşunlu Güzellik: Solgunluk Uğruna Ölüm

Orta Çağ Avrupa’sında ve özellikle Elizabeth döneminde beyaz ten güzellikti. Ama öyle böyle değil; hayalet gibi beyaz.

Bunu başarmak için kadınlar yüzlerine kurşun içeren fondötenler sürdüler. Kurşun ciltte harikalar yaratmadı tabii: saç dökülmesi, çürük dişler, cilt dökülmesi, delilik… ama o bembeyaz surat uğruna hepsi mübah sayıldı.

Gülümsemenin altında çürük bir felaket gizliydi.

3. Zehirli Zarafet: Altın İçenler

Rönesans İtalya’sında “altın gibi parlayan bir cilt” moda olunca insanlar gerçekten altın içmeye başladı.

Evet, potable gold denen karışımlar içiliyor, toksik metaller midelerde geziyor, karaciğer alkış tutuyordu. Zararlı mıydı? Kesinlikle. Ama altın gibi parlayan bir ten için biraz ölümcül moda feda edilebilirdi.(!)

4. Timsah Kakasından Doğum Kontrolü: Antik Mısır’ın Gerçekliği

Mısırlı kadınlar doğum kontrolü için ne kullanıyordu dersin? Evet, timsah dışkısı.

Asidik yapısıyla spermleri engellediği sanılıyordu. Yani “temizlikten değil inançtan kırılıyor” dedirten bir uygulama.

Yine de dönemin eczanesi bayağı… vahşi.

5. Roma’da Kusma Odaları: Yiyip Kusup Devam

Zengin Romalıların bazıları, ziyafetlerde daha fazla yiyebilmek için kendilerine özel kusma odaları yaptırdı.

Yesin, kussun, gelsin yeniden yesin. Bugünkü “doyumsuzluk” eleştirilerinin binlerce yıl öncesinden canlı örneği.

Bugünün “detoks kampı”, dünün “vomitorium”u…

6. Viktoryen Kadınların Güzellik Tableti: Arsenik

  1. yüzyıl İngiltere’sinde kadınlar beyaz bir ten için arsenik içeren güzellik tabletleri kullanıyordu.
  2. Bu tabletler kısa sürede güzelleştiriyor, uzun sürede öldürüyordu. Ama olsun, zarif bir cenazede güzel görünmek de önemliydi.

7. Çin’de Lotus Ayaklar: Acının En Küçük Hali

Çin’de 1000 yıl süren bir gelenek: küçük ayak güzeldir.

Bu yüzden 5 yaşındaki kız çocuklarının ayakları kırılıp sıkıca bağlanır, “lotus ayak” denilen minik ve deforme bir forma sokulurdu.

Yürümek acı, oturmak rahat, ama evlenme şansı yüksek!

Moda burada resmen işkenceye dönmüş durumda.

8. Gotik Zarafet: Alın Genişletme Sanatı

  1. yüzyılda kadınlar geniş alına takıntılıydı. Ne yaptı peki bu asil hanımlar?
  2. Ön saçlarını kökünden kazıttılar. Kaşlar da dahil! “Yüzde daha az, soylulukta daha çok” mottosu böyle doğdu.

Bugünün kaş laminasyonu onların mezarında ters dönmesine neden olabilir.

9. Mavi Dişli Kraliçeler: Şekerle Gelen Çürük Asalet

1.Yüzyıl İngiltere’sinde şeker o kadar pahalıydı ki, bol yiyenlerin dişleri çürür, maviye dönerdi.

2. Bu da zenginlik göstergesiydi! Alt sınıftakiler “biz de soyluyuz” diye dişlerini maviye boyamaya başladı.

Çürük bir gurur anlayışı, ama ne yaparsın… diş meselesi sınıf meselesiymiş.

10. Japonya’da Siyah Diş Güzelliği – "Ohaguro"

Japonya’da aristokratlar dişlerini bilinçli olarak siyaha boyardı. Beyaz dişler kaba sayılırdı.

Simsiyah bir gülümseme = saflık ve sadakat.

Bugün diş beyazlatmaya servet dökerken, onlar sadakati diş boyasıyla ispatlıyordu.

11. Antik Yunan’da Göğsünü Bastıran Kadınlar

Güzellik kalıpları o kadar değişkendi ki… Antik Yunan’da ideal kadın figürü küçük göğüslü ve atletikti.

Kadınlar bu nedenle göğüslerini sargılarla bastırır, “kadınlıklarını” gizleyerek daha “erdemli” görünmeye çalışırlardı.

Yani o dönem “feminenliği gizlemek” adeta asalet göstergesiydi. Ters dünyalar, tanrılar ülkesi.

12. Ayakkabı Değil, Ego Uzatması: Poulaines

Orta Çağ Avrupa’sında "poulaine" denen ayakkabılar modaydı. Burnu 50 cm’ye kadar uzardı.

Yürümek zor, egoyu taşımak kolaydı. Papalar bile bu ayakkabıyı yasaklamak zorunda kaldı.

Çünkü ayakkabılar yolda değil, egoda takılıyordu.

Güzellik Uğruna Akıl ve Beden Kurban

Tüm bu hikâyeler bir şeyi net gösteriyor:

Güzellik, zenginlik ya da “soylu görünme” uğruna insanlar bazen gerçekten aklın sınırlarını zorluyor.

Ve ne yazık ki bu “delilik” sadece geçmişte kalmadı. Bugün hâlâ filtrelerin, estetik çılgınlıkların, “kusursuz beden” dayatmalarının ortasındayız.

Ama en azından kimse şimdilik timsah dışkısıyla korunmuyor.

Tarih, sadece savaşların değil, aynaların da yazdığı bir hikâyedir.