Toksik Pozitiflik: Gerçek Mutluluk mu Sahte Bir Maske mi

Olumlu Düşüncenin Zehirleyen Yönü

Toksik pozitiflik, iyimser olmanın da ötesine geçerek tüm olumsuz duyguları reddeden ve sürekli mutlu olma baskısı kuran bir pozitiflik biçimidir. Elbette yaşamda pozitif olmak çok önemli fakat hayat her zaman iyi ve güzel şeyler sunmuyorken bu sürekli pozitiflik hâli ne kadar sürdürülebilir? Daha da önemlisi: sürdürülmeli mi?

Olumlu düşünmenin ve bardağa dolu tarafından bakmanın elbette çok büyük faydaları var. Zorluklar karşısında daha çözüm odaklı düşünebilmek, daha iyi zihin ve beden sağlığına sahip olmak ve insanlarla daha güçlü ilişkiler kurmak, bu yararlarından sadece birkaçı ama her şeyin olduğu gibi pozitifliğin de fazlası zehirli, diğer bir deyişle toksik.

Bir bakımdan gerçekliğin inkarı denebilecek bu hâl, her ne kadar ismi pozitiflik içerse de uzun vadede ruh ve beden sağlığı için oldukça zararlı. Gerçek insan duygularından kaçmaya neden olan bu durum, stres ve kaygıyı artırabilir. Bunun yanı sıra bastırılan duygular belirli bir süre sonra anksiyete, depresyon ve psikosomatik rahatsızlıklara yol açabilir. Hayatta zaman zaman zor dönemlerle karşı karşıya kalmanın kaçınılmazlığı göz önüne alındığında, toksik pozitifliğin problemlerle savaşma gücünü kısıtladığı hatta bu problemleri yok saydığı ve çözüm geliştirme yetisini zayıflattığı söylenebilir. Yaratılan sahte mutluluk hali hiçbir şeyi çözmediği gibi sorunların daha da büyümesine neden olabilir.

Olumlu Düşünmek mi Yoksa Toksik Pozitiflik mi?

Olumlu düşünmek her ne kadar kıymetli de olsa dozu kaçtığında olumsuz duyguların bastırılmasına, problemlerin görmezden gelinmesine, sosyal ilişkilerin körelmesine neden olan toksiklik hâline bürünür. İnsanı zehirleyen bu durumun fark edilmesini sağlayacak bazı işaretler bulunur:

  1. Sorunlarla yüzleşmektense onları yok saymak ve olumlu düşünerek her şeyin çözüleceğini sanmak.
  2. Üzüntü, öfke, kaygı gibi olumsuz duyguları "böyle hissetmemeliyim" düşüncesiyle bastırmak.
  3. Sürekli pozitif düşünmek için çabalamak, yaşanan her kötü olaydan sonra "daha kötüsü olabilirdi, iyi düşününce her şey düzelir" gibi gerçek dışı düşüncelere kapılmak.
  4. Sosyal çevredeki insanların dertlerini küçümsemek, "olumlu yönünden bak, bu kadar büyütme pozitif ol" gibi cümleler kurmak.

Bu sayılanlar insanın hem kendisine hem de çevresine farkında olmadan zarar vermesine yol açabilir. Bu yüzden olumlu tutumun toksik pozitifliğe dönüştüğü fark edildiği anda duygulara alan açmak, olumsuz duyguları bastırmak yerine onların da insan deneyiminin bir parçası olduğunu hatırlayıp kabul etmek, gerçekçi bir bakış açısı geliştirmek çok önemlidir. İnsanı gerçek iyi olma haline ulaştıracak yol, sahte mutluluk maskelerini bir kenara bırakarak her duyguyu anlamak ve onlarla başa çıkmayı öğrenmektir.