Türk Edebiyatının Nostaljik Prensesi: Tezer Özlü

Tezer Özlü'nün Mücadeleyle geçen yaşamı...

10 Eylül 1943 yılında annesinin öğretmenlik yaptığı Kütahya'nın Simav ilçesinde dünyaya gelmiştir. Çocukluğunun ve gençliğinin bir kısmı Simav-Ödemiş-Gerede ilçeleri arasında şekillenmiştir. Tezer Özlü annesinin görevlendirilmesi sebebiyle 10 yaşında İstanbul'a gelmiş ve burada ilokula başlamıştır. Ortaokulu bitirdikten sonra Avusturya Kız Lisesi'ne gitmiştir. Fakat daha sonra liseyi tamamlamadan yurt dışına gitmiştir. Otostopla Avrupa'yı gezmiştir. Paris'e geldiği sırada burada Adalet Ağaoğlu'nun kardeşi Güner Sümer'le tanışmış daha sonra evlenmişlerdir. Daha sonra Türkiye Şeker Fabrikası'nda Almanca çevirmen olarak çalışmıştır. Tezer Özlü, babasının ısrarı üzerine İstanbul Erkek Lisesi sınavlarına girerek liseyi dışarıdan bitirmiştir. Elinin Tezer Özlü'ye vakit ayırmaması sürekli işlerine yoğunlaşıp onlarla zaman harcadığı ve kendini yalnız hissettirdiğinden dolayı 1968 yılında eşi Güner Sümer'den boşanma kararı almıştır. Boşandıktan sonra bir süre ailesi ile beraber yaşamaya başlamıştır ve aynı zamanda M.A.N ve Alman Birleşil İlaç Fabrkaları'nda çevirmenlik yapmıştır. Güner Sümer'le ayrıldığı dönemde Tezer Özlü'ye manik depresif tanısı konmuştur. 1967-1972 yılları arasında çeşitli psikiyatri kliniklerinde kalmıştır. Aslında psikiyatri kliniği süreci onun için 18 yaşında başlamıştır. Bu ve daha sonraki dönemde yaşadıklarını "Çocukluğumun Soğuk Gecesi" adlı kitabında kaleme almıştır. Kitap varoluşçuluk akımıyla yazılmış kendini bulma ve iç yaşamını anlatan bir eserdir. Kitapta hayatının her anında içinde bir yara olan ve kalbinden hiç çıkaramadığı çocukluğunu bize yalın bir şekilde aktarmıştır. Tezer Özlü tüm bu buhranlı ve kara günlere rağmen aşk ve sevgiden yana hiç ümidini kaybetmemiş ve bu süreçte Erden Kıral ile tanışmıştır. Erden Kıral ile evlenmiş ve Deniz adında bir kızı dünyaya gelmiştir. Fakat yaşanan problemlerden dolayı Erden Kıral'la boşanma kararı almıştır. Daha sonra Berlin bursu kazanarak Almanya'ya gitmiştir. Bu burs hayatı için büyük bir avantaj ve dönüm noktası olmuştur çünkü hayatının aşkı dediği H.Peter Marti ile tanışmasına vesile olmuştur. 1984 yılında Marti ile evlenmiş ve Zürih'e yerleşmiştir. Hayatında her şey yolunda giderken yeni bir sorun ortaya çıkmış, tam hissettiği ve aradığı sevgiyi buldum derken doktorlar Tezer Özlü'ye kanser teşhisi koymuşlardır. Hastalığı ilerlemeye başlar ve artık sürekli durgundur, sürekli uykulu, gündelik ilgilendiği şeyler bile hastalık yüzünden azalmıştır. Bir süre sonra Tezer Özlü ameliyat olmuştur. Ağrılarının eskisine nazaran daha katlanılır olduğunu, sancılarının biraz daha azaldığını dile getirmiştir. İyileşmeye karşı hep ümidi vardır ve pozitif yaklamıştır. Lakin teşhis konulduktan tam bir yıl sonra 1986 kışında kanser sebebiyle vefat etmiş, Aşiyan'da toprağa verilmiştir. 43 Yaşında aramızdan ayrılmasına rağmen günümüzde unutulmayan ve adı hep baş köşede olacak yazarlar arasında yerini almıştır.