Üstümüze Uymayan Tercihler

.... Hayat, bizlere adil davranmamıştır ve bütün ekosistemi iliklerine kadar zorlayıp seçimlerimizin üzerinden geçiyordur.

Zamanın doğrusal olarak akıp gittiği bir evrende yaşıyorsak, ki Einstein'a göre zaman tek bir yöne doğru akmaz, maalesef başımıza en ummadık anlarda çelişkiler silsileleri gelebilir ve yol ayrımlarının tam ortasında nefes bile alamaz halde duruyor olabiliriz. Hayat, bizlere adil davranmamıştır ve bütün ekosistemi iliklerine kadar zorlayıp seçimlerimizin üzerinden geçiyordur.


Öylece durduğumuz o yol ayrımında düşüncelerde boğulup kurtarılmayı bekliyorken kendimizi umutsuzca ve sessizce yardım dilenirken bulabiliriz. En içten verilen tavsiyeler kafamızı karıştırıp bizi daha da çıkmaza sokabilir. Bu durumda yapmamız gereken nedir? Bekleyelim mi? Harekete mi geçelim? Çokça düşünelim mi? Yoksa herhangi bir tavsiyeye uyup karar mı verelim? Kalbimiz mi mantığımız mı? Fikrimce sadece kendimizi bilelim. Her şeyin bizimle başladığını ve hayatın bizim kontrolümüzde olmasa da kendimizi tanıdıkça şekillendiğini anlayalım ve ona göre hareket edelim. Aslında kim olduğumuzu, kimden geldiğimizi ve nereye varacağımızı bilemeden sürüklenmemiz gerekebilirdi. Bizim için daha iyi bile olabilirdi. Ama insanın doğasına tamamen aykırı bir fikir bu. Yine de bu kadar tutunmaya çabalamanın yorgunluktan başka bir getirisi var mıydı? Bilemiyoruz.


Tabii ki basit değildir kendimizi bilmek ve arzularımızı, hatta tutkularımızı anlamak. Hayat bir serüvense başrol olmanın zorluğunu bizden başka kimse bilemez. Çünkü herkesin hikayesi farklıdır. Parmak izimiz kadar karmaşık ve bize özeldir. Birilerinin kılavuzluğunun bizi bir yerlere taşımasını beklemek ise sadece boşa kürek çekmek demektir. Neye dayanarak söylüyorum bu cümleleri? En iyisini bulmaya çalışmak için her bir düşünce baloncuğunu tüketen herkesin ulaşabileceği kavramsal bir çatışmadan sağ çıkan herkes bir nebze bilir gidilen yolun zorluğunu ve asla sonuca ulaşamamayı. En az zararla yola devam etmeyi...

Keşke iki tercihten biri seçildiğinde diğeri alaşağı olmasa. Neyi kaybettiğimizi ve sonuçlarının ne olacağını bilsek veya bilmesek ya da hiç kaybetmesek. Hayatın karmaşasında sığınacak bir tercihi seçmek bile başka bir karmaşayı doğurmasa. Neyi gerçek anlamıyla kazandığımızı biliyor muyuz? Gelgelelim birini tercih ettik. Ya diğeri ne olacak? Hayatından 10 sene öylece akıp gittiğinde hiç keşke diyemecek mi başrol?

Elbette diyecek ama dememeli. Bir tercihi arzu ve tutkuyla istemeli. Tercih ettikten sonra da diğer yolu öylece unutmalı. Hatta hafızasından silmeli. Hayatında hiç yol ayrımında kalmamış gibi devam etmeli. Başına gelecek olan bütün olayların sinir bozucu bir “keşke” den daha iyi geleceğini bilmelidir. Artık yaşamayı seçtiği hayata inceden sızmamalı keşkeler. Hiç tutku ile baktığı bir yol yok mu önünde? Varsın olmasın. Ne kaybeder ki şu an durduğu yerde.

Ve söylememe gerek var mı bilmem ama hayat sadece iki tercihten oluşmaz. Sizin için o an öyle görünüyor olabilir. Her zaman görünen tercihlerin içinde umut vaat eden küçük yollarda vardır. Yoksa bile ararız ve buluruz. Saklı olduğu yerden gün yüzüne çıkarırız. Hiç telaş etmeyin. Her yolun bir dönüşü vardır ve her anın telafisi olur. Herakleitos "Aynı nehirde iki defa yıkanılmaz" derken ve değişimin kaçınılmaz olduğunu bizlere anlatırken bir nebze olsun tercihler konusunda da içimizi rahatlatıyor.


Koskoca evrenin bile değişimin karşısında duramayacağı gerçeği ortadayken kötü bir tercih yaparım korkusu sizin için bu yazıyı okuduktan sonra gereksiz olmalıdır. Sevgili yazarınız size bu konuda bir garanti veriyor. Ünlü filozof Herakleitos’un verdiği garanti de cabası. Tutkularınızın ışığında bir yolu tercih edin. Gözlerimizi kapatmak kâbusları bizden uzak tutar mı? O suyun içine giren değişmeden çıkabilir mi? Elbette değişimin rüzgarları orada da sizi rahat bırakmayıp bambaşka yollara sürükleyecek. Bazen fırtınaya karşı koyamaz bir gemi. Mürettebat karşı koymaya çalışsa da en şanslı anında bir adaya sürüklenir ve belki yaşıyor olur. Eminim ada hayatı, denize çıkarken mürettebatın da ilk tercihi değildi. Ada hayatında bütün mürettebata mutluluklar.