Vişnenin Cinsiyeti
Prenseslerin demesine göre hepsinin hikayesi çok mutlu bitmiş ama kocalarsız.
Yazıma öncelikle vişnenin cinsiyetinin kadın olduğunu diyerek başlamak istiyorum, bunu kitapta kiraz ve vişneyi birbirine enjekte edip sonucu gözlemleyerek söylüyorlar. Jeanette Winterson’ın Vişnenin Cinsiyeti (Sexing the Cherry) bir kurgu olsa bile taşıdığı anlam, bir kurgu ile anlatılabilecek en iyi anlamlardan biridir. Kitap esasen Köpek Kadın ve Jordan’ın hikayelerini anlatıyor ama onların hikayeleri aracılığı ile de bize toplumda kabul edilen normları ve kadının sınırlandırılmasını gösteriyor.
Köpek Kadın’a herkes ucubeymiş gibi bakıyor çünkü insanların gündelik hayatlarında gördüğü kadın tiplemesine uymuyor, toplumun ‘hanımefendi’ diyeceği davranışlar sergilemiyor ve bu açıdan da kitap eleştiriliyor açıkçası, kadınları küçümsemeye çalışıyor deniyor yazar için. Ancak Köpek Kadın toplumun normlarını göstermek için mükemmel bir örnek bence. Kendisi toplumda tek başına hayatta kalmaya çalışıyor. Ona yemek, yer gibi temel ihtiyaçlarını sağlayabilecek bir ailesi ya da bir eşi yok, o dönemi baz alırsak bir kadının hayatta kalması için bu şartlar lazımdı. Bu nedenle onu kandırmaya çalışan erkeklere karşı daha da çetin ceviz bir görünüm sergiliyor ve hatta kimi sahnelerde beş kişiyi tek başına dövüyor. Ama üvey oğlu, kendisini Thames nehrinde buldu, Jordan’a da istediği, güzel bir hayatı sunuyor.
Kitapta ‘Dans Eden 12 Prensesin Hikayesi’ anlatılıyor ama değiştirilmiş haliyle. Masallar bizlere hep mutlu sonlu, prensin prensesi kurtardığı, prensesin evinde prensi beklediği gibi sonlar ile anlatılmıştır. Ancak, Winterson bu hikayeleri değiştiriyor ve kimi prensesin aslında evlenmek istemediğini, kimisini prensin kaçırdığını, kimisinin de prensesi aldattığını ama yine de prenses ile yaşamaya devam ettiğini çünkü adrenalini sevdiğini söylüyor. Prenseslerin demesine göre hepsinin hikayesi çok mutlu bitmiş ama kocalarsız.
Kitapta I. Charles’ın öldürülme sahnesinde Jordan ve Tradescant kadın kılığına giriyorlar, elbise giyip makyaj yapıyorlar ve Köpek Kadın onlar için “tam bir orospuya benzediler, yüzlerindeki makyaj ve dudaklarındaki ruj ile,” cümlesini kuruyor. Kendisinin kullandığı dilin toplumun oluşturduğunu unutmayalım. Bundan kastettiğim anlam da toplumdaki belli başlı terimleri o toplumu yönetenler oluşturuyor. Kadının makyaj yapıp ve ruj sürmesi onun orospu olduğunu gösteriyor ama bu eylem dünyanın en doğal faaliyeti ancak erkek egemenliği olan bir toplumda basit görünen bu faaliyet bile kadını damgalamaya yetiyor. Kitabın da odaklandığı bir diğer konu bu, erkek egemenliği altında olan toplumda üretilen dil.
Kitap kurgu ve öğreticiliği ile okuması benim için en eğlenceli olan kitaplardan biriydi. Eğer bu tarz kitapları, yazıları ve okurken incelemeyi, düşünmeyi seviyorsanız okumadan geçmeyin derim.