Yalnızlık
Yalnızlığın Etkileri Üzerine
Yalnızlık korkulması ve kaçılması gereken bir durum mudur?
Aksine, insan düşünceleriyle, duygularıyla baş başa kalabilmek ve deşarj olmak için yalnızlığa ihtiyaç duyar. Özgürleştirici bir etkisi olmakla beraber insanı boğan ve eksik hissettiren bir yönü de vardır; bu sebeple tek bir yalnızlık tanımından ve belirli etkilerinden bahsetmek mümkün değildir. Kimseyle iletişime geçmeden, kafanıza göre planlarınızı yaptığınız, başkalarına karşı bir sorumluluk edinmediğiniz bir hayat keyifli gözükmüyor mu? İstediğinizde sessizliği sağlayıp huzurla kahve içebildiğiniz, tek başınıza yürüyüşlere çıkabildiğiniz yalnızlık anları çekici gelmiyor mu? Bu zamanlarda insanların kuru gürültüsünden uzaklaşıp kendi sesinizi duymak, kendinizi anlamak çok daha kolaydır. Tüm bu anlar ve daha fazlası yalnızlığın olumlu birer çıktısıdır.
Fakat bazen de yalnızlık kişiyi içten içe kemirir, kendisiyle yüzleşmeye hazır olmayan birine zor anlar yaşatabilir. İnsanın varoluşu gereği kurması gerektiği bağları insanlarla kuramıyor olmak, sizi derin bir yalnızlık hissine sürükleyebilir ve tüm bahsi geçen kendini anlama, huzur bulma halinden uzaklaşırsınız. Bu sebeple hayatta her şeyin bir dozu olmalıdır. Yalnızlığın da dozunu ayarlamak gerekir. Tıpkı diğer tüm duygular ve etkenler gibi yalnızca dozunda yaşandığında hayatınıza denge katar, kendinizi bulmanıza yardım ederken kaybolmanıza sebep olacak aşırılığa mahal vermez. Fazlası ise kendinizden dahi uzaklaşmanıza sebep olabilir.
Kısacası, kendinizle kalmayı bilmek ve gerektiğinde el uzatabilmek; yalnızlık ve kalabalık arasındaki ritmi bulabilmektir. Böylelikle tadında bir yalnızlık, yeterli bir kalabalıkla muhatap olmak mümkün.