Yol Arkadaşı

Bir anda olur her şey, kaybetmek de kazanmak da.

Bir yol düşünün, ucu sonu belli olmayan, kimi zaman engebeli, kimi zaman tümsekli, kimi zaman dümdüz akan; bazen karanlık, bazen aydınlık; Düşüp kalkamadığın bazense de tüm isteğinle yürüdüğün bir yol. Yaşam diyoruz biz bu yola. Savrulduğumuz da oluyor bu yolda, yere sağlam adımlarla bastığımız da. Ve bu yolda hayatımızda birçok insan çıkıyor. Bazılar bir yol boyunca bizimle devam ediyor da, bazıları da işte bir yerde ayrılıyor o yoldan.

Hayat çok garip değil mi? Herkes kendi hikayesini yaşarken, herkes kendi yolunda yürümeye devam ederken bir başkasının arka planında buluyoruz kendimizi. Fotoğraf karesinde arkada duran insanlar gibi. Haberimiz yok ama hikayelerimiz yan yana okunuyor, yollarımız bir noktada yan yana akmış. Ve öyle bir şey ki bu, belki ileride o insanla bir daha karşılaşacağız. Hayat yollarımızı bir akıtacak belki de bir noktada. Ya da tam tersi aynı şehirde ve hatta ülkede bile yaşamayan bir insan belki bir vesile hikayemize dahil olacak. Oysaki aynı sahnelerde bile bulunma ihtimalimiz olmazdı o ana kadar. Mesela üniversitelerde en çok yaşanır bu, farklı şehirlerden binlerce insan aynı üniversitede buluşur. Ve sonrasında bazılarının hikayeleri birbirine eklenir. Ve belki de bir ömür yan yana akar.

Bazen de hiç beklemediğin anda ayrılır yollar. Her anını ve sırrını paylaştığın o kişi birden çıkıverir hayatından. Yıllar sonra iki yabancı olursun birden. Bir zamanlar her sırrını bildiğin her anına tanık olduğun ve belki annesinden daha çok tanıdığın kişi sokakta el gibidir artık. Belki sadece bir anı kalır arda. Yavaş yavaş silinir bütün izler. Ve en sonunda hatırlamayacak hale gelir insan.

Sen hiç beklemezsin de hayat çoktan bitirmiştir hikayenizi. O sana sen ona öğreteceğinizi öğretmiş ve birbirinizin hikayenizdeki misyonunuzu çoktan tamamlamış ve yollarınızı ilk ayrımda ayırmıştır. Önce sesini unutursunuz, ardından kötü aynılar kaybolur. İyiler de bir süre sonra yok olur, ardından yüzü silinir hafızanızdan ve en sonunda ismi bile kalmaz belki. Yarım kalmışlıklar, kızgınlıklar, öfkeler, mutluluklar, vefalar hiçbiri kalmaz ardından. Hikayenin bir yerinde var olurlar ve sonunda oradaki görevini bitirip çıkarlar hayatından. Her başlangıç, rastlantı ve her tanışma bir neden barındırır içinde. Biz bilmesek de kaderin daima bir hesabı vardır.