Zeytinburnu Eserine Bir Betimleme
İstanbul, Zeytinburnu sahilinde çekilmiş bir eserin hikayeleştirilmiş betimlemesi.
İstanbul'da kar yağıyor. Kar, ince zarif bir yay çizerek yeryüzüne dokunuyor.Zeytinburnu sahilinde bir adam yürüyor. 35-40 yaşlarında, siyah uzun montu, eldivenleri ve şapkasıyla kışın soğuna hazır gözüküyor. Sahilin yürüyüş yolunda üç parmaklık kar tabakası var. Bu yüzden ayakları, yürürken sıçrayan kar kütlelerinin etkisiyle de, belli olmuyor. Şemsiyesini sıkı sıkı kavramış, hafif öne eğik, yağan yoğun kardan yüzünü korumak istiyor. Hemen denizin yanında yürüyor. Arkadan iki yük gemisi geçiyor. Biri neredeyse yarılamak üzere yolunu, diğeri henüz yeni başlamış yoluna. Sonra dikkatli bakınca bir gemi daha olduğunu fark ediyorsun. Oysa çoktan tamamlamak üzere yolunu, başı çekiyor. Biraz rüzgar esse denize düşecekmiş kadar yakın yürüyor adam. Neyse ki düşmesini engelleyecek kaldırımlar koyulmuş. Köpek eşlik ediyor, iri kürkü insanda hiç üşümüyormuş hissi yaratıyor. Sağlıklı görüntüsü köpeğin sokakta iyi mücadele ettiğinin kanıtı gibi. Tasması yok, belli sokaklarda yaşıyor. Soğuktan mıdır nedir nefes almakta zorlanıyor. Soluyarak alıyor nefesini ağzından ya da şikayetçi halinden. Havlıyor şikayetini etmek için. Belki de önünden birine ya da geçen bir arabaya...Gözleri köpeğe çevrili adamın, biraz korkarak bakıyor sanki. Gözlerindeki endişeyi, yüzüne siperlediği şemsiye gizleyemiyor. Aynı zamanda üşüyor, montu var evet. Yüzü hissettiği soğukluktan kaskatı olmuş. Az sonra çenesi titreyecekmiş gibi bir halde. Elleri soğuktan korunmak istermişcesine şemsiyenin kulpunu sıkıca kavramış, boğazın meşhur soğuyuyla yürüyor kar tanelerine karşı.