Kırmızı: Bir Pastel Boyanın Hikayesi, Bize Kendimizi Bulma Konusunda Ne Anlatıyor?

Çocuklara yönelik olan bu kitap, hikayesi ile kişinin kendini keşfine nasıl destek oluyor?


Kırmızı: Bir Pastel Boyanın Hikayesi

Kırmızı, oldukça sade ve gösterişsiz bir çocuk kitabı; ancak anlamı bir o kadar derin.

Ana karakterimiz mavi bir pastel boyadır ama etiketinde “kırmızı” yazdığı için herkes ona “Kırmızı” diye seslenir ve ondan bir kırmızı gibi davranmasını bekler. Kırmızı ne kadar çabalarsa çabalasın, çizdiği her şey mavidir.

Kırmızı, bir kendini keşfetme serüveni. Bu serüvende, Kırmızı’yı eleştirenlere, ona ne yapıp ne yapmaması gerektiğini söyleyenlere ve onu ondan daha iyi bildiğini iddia edenlere tanık oluyoruz.

Bir şeyi ne kadar çok duyarsak, ona inanmaya başlarız. William McGuire, sürekli tekrarlanan mesajların zamanla içselleştirildiğinden bahseder; Carl Jung ise toplumsal etkilerin bireyin kimliği üzerinde belirleyici bir rol oynadığını söyler. Kırmızı’nın yaşadığı tam da budur: Sürekli maruz kaldığı toplumsal baskılar yüzünden ne yapacağını, ne düşüneceğini şaşırmıştır.

Ancak Kırmızı: Bir Pastel Boyanın Hikayesi'nde, olayın akışını değiştiren bir karakter var: Menekşe Moru. Menekşe Moru, kendimizi keşfetme yolculuğumuzda yakınımızdaki insanların önemini simgeler. O, kimimiz için ortaokulda tanıştığımız bir arkadaşımız, kimimiz için üniversitede bir kulüp etkinliğinde karşılaştığımız biri, kimimiz için annemiz veya kardeşimiz... Her Menekşe Moru farklı olsa da hepsi bir bakıma aynıdır: Onlar, bize inananlardır. Başkaları bizi “düzeltmeye” çalışırken, onlar farklı bir bakış açısı sunarak kim olduğumuzu keşfetmemize yardımcı olurlar. Kendimize bile inanmadığımızda, bizden vazgeçmezler.

Kırmızı’nın hikayesi, hem “yanlış” olduğumuzu söyleyenlere karşı bir başkaldırı hem de iyi bir dostluğun örneği. Michael Hall, bu kitabı kendi hayatından ilham alarak yazdığını söylüyor. Aslında Kırmızı: Bir Pastel Boyanın Hikayesi, başlı başına bir Menekşe Moru desek yanlış olmaz—özellikle de çocuklar için. Derin anlamlar içeren bu kitap, çocuklara onların anlayabileceği bir dille kendini keşfetmenin ve iyi arkadaşlıklara sahip olmanın önemini anlatıyor. Farklı olmanın normalliğine vurgu yapıyor ve kendini keşfetmenin belirli bir zamanı olmadığını öğretiyor.

Hedef kitlesi çocuklar olsa da herkesin kendisinden parçalar bulabileceği bu kitap, bizi kendimizi keşfetme konusunda cesaretlendirecek güce sahip.

Her birimiz Kırmızı kadar cesur, Mor kadar destekleyici olmalıyız. Kırmızı: Bir Pastel Boyanın Hikayesi, çocuk kitaplarının verdiği mesajların önemini bir kez daha hatırlatıyor.